Organik Bileşikler

by admin

Organik bileşikler olarak tanımlanan organik maddeler, canlıların oldukça büyük bir bölümünde bulunduğu gibi, molekülleri karbon atom içeren organik bileşenler kalabalık kimyasal bileşikler sınıfındandır. Canlıların temel bileşenleri olarak ta adlandırılabilirler.

organik bileşiklerProteinler, yağlar, karbonhidratlar ve nükleik asitlerin tamamı organik moleküllere yani Karbon atomunu taşıyan moleküllere sahip olduğundan organik maddelerorganik bileşikler sınıfına girer. Bu bileşiklerin küçük bir kısmı, örneğin karbonatlar, basit karbon oksitleri ve siyanürlerin yanı sıra, karbon allotropları inorganik bileşikler – inorganik maddeler olarak kabul edilir.

Canlıların üretebildiği ve sentezlediği, hücrelerin yapı taşlarını oluşturan temel maddeler, hücrelerin enerji gereksinimlerini karşılamak için ihtiyaç duydukları bazı maddeler ve canlılarda düzenleyici görevler üstlenen hormonlar biyolojik moleküllere organik madde – organik bileşik adı verilir.

Organik maddeler temel olarak 7 gruba ayrılır:

  1. Karbonhidratlar
  2. Lipidler (Yağlar)
  3. Proteinler
  4. Nükleik Asitler
  5. Vitaminler
  6. Enzimler
  7. Hormonlar
  • Yapılarında karbon atomu bulunduran moleküllere organik bileşikler denir. Karbon bulundurup organik olmayan bileşikler de vardır, örneğin; CO2. Karbonun yanında hidrojen ve oksijen atomu da bulundururlar.
  • Tüm hücreler sentezleyebilir aynı zamanda dışarıdan da alabilirler.
  • Karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve nükleik asitlerin yapısını oluştururlar.
  • Uzun karbon zincirleri vardır.
  • Karbonhidratlar, proteinler ve yağlar enerji ham maddesi olarak kullanılırlar.
  • Protein ve vitaminler düzenleyici olarak kullanılırlar.

ORGANİK BİLEŞİKLER

KARBONHİDRATLAR

  1. Bütün canlı hücrelerde bulunur.
  2. Vücutta enerji kaynağı olarak ilk sırada, yapıya katılma sırasında sondadır.
  3. Karbon, hidrojen ve oksijenden (C, H, O) oluşurlar.
  4. Kapalı formülleri (CH2O)n hepsinde aynıdır.
  5. ATP, DNA, RNA ve hücre zarının yapısına katılırlar.
  6. 3 çeşidi vardır; monosakkarit, disakkarit, polisakkarit.

Organik bileşikler aynı zamanda insanların ve hayvanların birinci derecede tüketim maddesi olup önemli bir enerji kaynağıdır. İnsan ve hayvan organizmaları başlıca proteinlerden oluşmuşken, bitkiler ana madde olarak karbonhidratları içerir. Karbonhidratların en küçük yapı birimi glikozdur. Vücuda yeterli karbonhidrat alınmamışsa vücut bu eksikliği, proteinleri glikoza dönüştürerek karşılar. Karbonhidratların fazlası ise yağa dönüştürülerek vücutta depolanır.

MONOSAKKARİTLER

  1. Basit şekerlerdir.
  2. Karbonhidratların yapıtaşlarıdır. Bundan dolayı daha küçük maddelere parçalanmazlar.
  3. Hücre zarından direk geçebilirler. Sindirilmezler.
  4. İçerdikleri karbon sayısına göre (3-8 arasında değişir) adlarını alırlar.
  • 3C-TRİYOZLAR(PGAL)
  • 5C-PENTOZLAR(DNA-RNA)
  • 6C-HEKTOZLAR-(glikoz, fruktoz, galaktoz)
  1. 6 karbon atomu içerenlerinin hepsinin kapalı formülleri aynı açık formülleri farklıdır. Böyle atomlara izomer atomlar denir.
  2. Kanda bulunan ve ölçülebilen şekerlerdir.

En Çok Bilinen Monosakkarit Çeşitleri:

  • NİŞASTA: Bitkilerde depo polisakkaritidir. Birden fazla glikozun birleşmesi sonucu oluşur.
  • SELÜLOZ: Bitkilerde hücre duvarını oluşturan yapıdır. Glikozların birleşmesi sonucu oluşur. Nişastadan farkı glikozit bağlarının farklı oluşmasıdır. İnsanlarda selülozu sindirebilecek enzimler yoktur.
  • GLİKOJEN: Hayvanlarda depo polisakkaritidir. Kas ve karaciğer hücrelerinde depo edilir. Gerektiğinde hidroliz edilerek kana verilir.
  • KİTİN: Örümcek ve böceklerde dış iskeleti oluşturan yapıdır. Kitin yumuşak bir madde iken sodyum karbonat ile birleşerek sertleşmiştir.

DİSAKKARİTLER

2 tane monosakkaritin birleşmesi sonucu oluşurlar. Birleşim sonucunda monosakkaritler arasında glikoit bağı oluşur. Bağ sonucunda 1 H2O molekülü dışarı verilir. Böyle reaksiyonlara dehidrasyon sentezi denir.

En sık rastlanan disakkaritler:

  • Glikoz+Glikoz=Maltoz-H2O
  • Glikoz+Fruktoz=Sakkaroz+H2O
  • Glikoz+Galaktoz=Fruktoz+H2O

Oluşmuş olan disakkaritler gerektiğinde hidroliz edilerek monomerlerine çevrilebilirler.

POLİSAKKARİTLER

  1. Çoklu şekerlerdir.
  2. Birden fazla monomerin birleşmesi sonucu oluşurlar.
  3. n(Monosakkarit) = Polisakkarit + (n-1)H2O

LİPİTLER

  1. Yapılarında karbon, oksijen ve hidrojen bulunur. Bunun yanında fosfor ve azotta bulunabilir.
  2. Hem yapıya katılır hem de enerji verir.
  3.  Hidrojen esasları karbonhidrat ve proteinlere göre fazla olduğu için yakıldığında çok enerji verirler.
  4. Yağlar yakıldıklarında oluşan suyun fazla olması hafifletmesi ve ısı kaybını önlemesi ve enerji vermesi yönüyle göçmen kuşlarda ve kız uykusuna yatan hayvanlarda yağ dokusu fazladır.
  5. Karbonhidratların fazlası yağa dönüştürülerek depo edilir.

TRİGLİSERİTLER

  1. 3 Yağ asidi + 1 Gliserol = 1 Trigliserit + 3H2O
  2. Oluşan bağlara ester bağı, bu reaksiyona esterleşme reaksiyonu denir.
  3. Doğada en çok bulunan yağ türüdür.
  4. Hayvan ve bitkilerde depo edilen yağ türüdür.

YAĞLAR

  • Yağda çözünen vitaminlerin a, d, e, k vitaminlerinin çözünmesini sağlarlar.
  • Yapıya katılır ve depo edilebilen enerji kaynağıdırlar.
  • İç organlarımızın çevresini sararak soğuğa ve darbelere karşı korurlar.
  • Göçmen kuşlar ve kış uykusuna yatan hayvanlarda su açığa çıkararak kolaylık sağlarlar.

YAĞ ASİTLER

  1. Uzun karbon zincirlerinden oluşurlar. En başta radikal grup, ortada uzun karbon zinciri sonda ise karboksil grup yer alır.
  2. İki çeşit yağ asidi vardır.
  3.  Karbonlar hepsi hidrojenlerle doyurulmuş ve karbonlar arasında tek bağ olanlar doymuş yağ asitleridir. Bunlar hayvansal kaynaklıdır.
  4. Karbonların hepsi hidrojenlerle doyurulmamış ve karbonlar arasında çift bağ varsa bunlar doymamış yağ asitleridir. Bunlar bitkisel kaynaklıdır.
  5. Doymamış yağ asidindeki çift bağlardan biri koparılırsa margarin oluşur.

FOSFOLİPİTLER

  1. 2 Yağ asidi + 1 Fosforik Asit + Gliserol = 1 Fosfolipit + 3H20
  2. Hücre zarının yapısına katılır.
  3. Fosforik bölüm hidrolik, yağ bölümü hidrofobiktir.

STEROİTLER

  1. Önemli steroitlere örnek olarak; eşeysel hormonlar, D vitamini, safra tuzları, böbrek üstü bezlerinden salgılanan hormonlar ve kolesterol örnek olarak verilebilir.
  2. Zarın geçirgenliğini ve dayanıklılığını arttırırlar.

PROTEİNLER

  1. Yapı taşları aminoasittir.
  2. Yapısında oksijen, karbon, hidrojen ve azot bulundurur. Bazen kükürt ve fosforda bulundurabilir.
  3. Aminoasitler arasında oluşan bağa peptit bağı denir. Bu reaksiyonda bir H20 verildiği için dehidrasyon reaksiyonudur.
  4. 2 aminoasit bir dipeptit oluştururlar.
  5. Enzimlerin, hemoglobinin, bazı hormonların, antikorların yapısına katılırlar.
  6. Vücudumuzda yapıya katılma sırasında ilk sıradadırlar. Enerji verme sırasında sondadırlar.
  7. Genlerimizdeki şifrelere göre sentezlenirler. Bundan dolayı herkesin proteini farklıdır.
  8. Proteinlerin farklılığı aminoasitlerin çeşidi, sıralanışı ve sayısından kaynaklanır.
  9. Yüksek sıcaklıkta denatüre olurlar.

ENZİMLER

  1. Enzimler protein yapılı oldukları için yüksek sıcaklıklarda denatüre olurlar.
  2. Canlılardaki biyolojik katalizörlerdir.
  3. Reaksiyonu hızlandırır ve değişmeden çıkarlar.
  4. Bir biyokimyasal tepkimenin başlaması için gereken minimum enerjiye aktivasyon enerjisi denir.
  5. Sadece protein yapılı enzimlere basit enzim denir.
  6. Protein yapının yanında başka moleküller varsa bunlara birleşik enzimler denir.
  7. Protein kısmına apoenzim denir. Yardımcı kısım vitamin yapılı ise koenzim, mineral yapılı ise kofaktör adı verilir.
  8. Enzimler protein yapılı olduğu için her enzimin sentezlenmesinden bir gen sorumludur.
  9. Enzimlerin etki ettiği maddeye subsrat denir.
  10. Enzimler çift yönlü çalışırlar.
  11. Her hücrede tepkime çeşidi kadar enzim çeşidi vardır.
  12. Aktif haldeki enzimlerin sonuna –az eki gelerek isimlendirilir.
  13. İnaktif olanların sonuna –jen eki gelerek isimlendirilir.
  14. Enzimler hücre dışında da etkilidirler.

VİTAMİNLER

  1. Küçük moleküllerdir bu yüzden hidrolize uğramazlar.
  2. Enerji vermezler.
  3. Yapıya katılmazlar.
  4. Düzenleyici ve direnç arttırıcıdırlar.
  5. Bitkiler ihtiyaç duydukları bütün vitaminleri kendileri sentezleyebilirler.
  6. Hayvanlar bitkiler gibi bütün vitaminleri sentezleyemezler.
  7. Vitaminler suda çözünenler ve yağda çözünenler olmak üzere ikiye ayrılır.
  8. Oksijen ve sıcaklık değişimlerinden hemen etkilenirler. C vitamini oksijenle temas ettiği anda bozulur.

İNORGANİK BİLEŞİKLER

SU

  1. Tüm canlı hücreler suya gereksinim duyarlar.
  2. Fotosentezde ham madde olarak kullanılır.
  3. Hücreler bulundukları ortama ve yaptıkları işe göre farklı su miktarına sahiptirler.
  4. Su adhezyon özelliğiyle bulunduğu ortama tutunabilir.
  5. Kohezyon özelliğiyle moleküller birbirine tutunabilir.
  6. Su canlılarda desteklik sağlar.
  7. İyi bir çözücüdür.

Suyun sağladığı yararlar:

  • Madde taşınmasında rol oynar.
  • Metabolizma atıklarını vücuttan atar ve seyreltir.
  • Besin sindiriminde rol oynar.
  • Biyokimyasal olayların çoğu sulu ortamlarda gerçekleşir.
  • Bitkilerin topraktan mineral maddeleri alabilmesi için suya ihtiyaçları vardır.

MİNERALLER – MADENSEL TUZLAR

Organik maddelere bağlı ya da tuz halinde bulunurlar. Vitamin, hormon ve enzimlerin yapısına katılırlar. Kalsiyum, fosfor, potasyum, sodyum, demir, magnezyum, flor, klor gibi mineraller canlı için önem taşır.

Sodyum ve klor; vücudun dengesini sağlamasında, kas ve sinirlerin görevlerini yapmasını sağlar.

Potasyum ve sodyum; hücrelerin çalışmasını kontrol eder. Kalsiyum fosforla birlikte dişlerin ve kemiklerin yapısına katılır.

Demir alyuvarlarda hemoglobinde bulunur, eksikliğinde kansızlık -anemi hastalığı meydana gelir. Flor eksikliği diş çürümesine, iyot eksikliği guatr hastalığına neden olur.

İlginizi Çekebilir